Türkiye genelinde, TEKEL işçilerine destek vermek üzere DİSK ve KESK’e bağlı sendikaların verdiği destekle, toplumun her kesiminden katkı koyan insanlarla bir günlük işi bırakma kararı alındı.
Eylem çerçevesinde, Foça’da pazaryerinden başlayan yürüyüş, Belediye Meydanı’nda basın açıklaması, sloganlar ve halayla tamamlandı. DİSK / Genel – İş 4 No.lu Şube Başkanı Erkan KARACA, BES, Genel – İş Foça, Eğitim Sen, KAMU SEN, Foça Emek Platformu, Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, Belediye meclis üyeleri, CHP parti yönetici ve üyeleri ve halktan yaklaşık 150 kişilik bir katılım sağlandı.
“AKP’nin imamı, kaça sattın vatanı”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “İşçi memur elele, genel greve”, “Direne direne kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Hükümet, 4/C’ni al başına çal”, “İnadına TEKEL, inadına direniş”, “Yaşasın demokrasi mücadelemiz”, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Yaşasın iş ekmek özgürlük mücadelemiz” sloganlarının atıldığı eylemde basın açıklamasını DİSK/GENEL-İŞ 4 No.lu Şube Başkanı Erkan Karaca yaptı.
Karaca, basın açıklamasında: “İşimiz, işyerimiz, ekmeğimiz için bugün grevdeyiz. Günümüz Türkiye’si sermaye için dikensiz bir gül bahçesine çevrilmiştir. Neo – Liberal politikalara sıkı sıkıya sarılmış Hükümetler tarafından 30 yılı aşan bir süredir bu ülkede sermayenin her istediği anında ve fazlasıyla yapılırken, emekçilerin en temel ve insani talepleri sistemli bir şekilde bastırılmış, hakları gasp edilmiştir. AKP iktidarı emekçilere yönelik bu çok yönlü kuşatmanın soni fakat en kararlı temsilcisi olarak bu politikalarda ısrar ediyor.
Bu politikaların özü üç temel ayak üzerinde yükseliyor. Birincisi kamu alanının, bütün yurttaşlara ait olan değerlerin piyasa güçlerine terk edilmesi, en temel insan ihtiyaçlarının dahi bir kar alanı haline getirilmesi: AKP özelleştirmede şampiyondur. İkincisi 12 Eylül artığı bir Anayasa’nın gölgesinde yurttaşlarını en temel haklarından mahrum bırakan, öteleyen, dinsel, inanca dayanan ya da etnik kimliklerini tanımayarak onları dışlayan otoriter devlet anlayışı: AKP baskıda, gözaltılarda, kitle gösterilerine yönelik şiddette şampiyondur. Üçüncüsü örgütlenerek, birleşerek kendi çıkarları için bu gidişata dur diyebilecek, hak gaspları karşısında sesini yükseltecek, sermayenin karşısında emeğin onurunu savunacak emekçilerin istihdam politikaları yoluyla bölünmesi, emekçilerin farklı statülerle farklılaştırılması, böylelikle işçi – memur, kadrolu işçi – taşeron işçisi, sözleşmeli, 4/C’li, 4/B’li adı altında parçalanmış emekçilerin örgütsüzleşmesi, etkisizleştirilmesi, eşit işe eşit ücret ilkesinin ayaklar altına alınması. AKP kuralsız istihdam alanında da şampiyondur.
4/C statüsü tamamen özelleştirme mantığının ürünüdür. AKP kârlı kamu işletmelerini yok pahasına sermayeye aktarırken bu işletmeleri kârlı hale getiren, etiyle, kanıyla, dişiyle, tırnağıyla bu işletmelerin her bir tuğlasında, makinesinde hakkı bulunan emekçileri de sokağa bırakmak, açlığa ve sefalete mahkum etmeye kararlıdır. Bunun en somut örneği TEKEL işçilerinin durumudur. Bugün Ankara’da sürmekte olan TEKEL işçileri direnişi bu noktada Türkiye’nin bütün emekçileri için önemli bir sınav niteliği kazanmıştır. Hamasi sloganların ötesinde bir gerçek olarak ifade edilecek olursa bugün tüm emekçilerin yüreği TEKEL işçileriiçin atmakta, umutları, talepleri TEKEL direnişinde sonutlanmaktadır. TEKEL direnişi emekçiler için bir nirengi noktasıdır. Direnişin kaybedilmesinin sonuçları bütün emekçiler için ağır olacaktır. Direnişin kazanılması durumunda ise aynı 25 Kasım grevinde yaşandığı gibi, emekçiler için daha aydınlık, daha demokratik bir Türkiye umudu güçlenecektir. Bu nedenle emek güçlerinin her hangi birinin bu diren işi hafifsemeye hakkı yoktur. DİSK ve KESK’in çağrısıyla bir araya gelen 6 konfederasyonun toplantısı sonucunda Hükümete sorunu çözmesi için 26 Ocak’a kadar mühlet verildi. Bu süre içerisinde sorunun çözülmemesi durumunda dayanışma grevi yapılacağı vurgulandı. Siyasi iktidar bu çağrıyı savsakladı. Yeni bir randevu vererek soğukta ekmek ve demokrasi mücadelesi veren TEKEL emekçilerini 1 hafta oyaladı. Bu bir haftanın sonunda işçilere yine 4/C’yi dayatabileceğini sandı. Siyasi iktidar TEKEL işçilerini pervasızca kapının önüne koyabileceğini, kimsenin onlara sahip çıkmayacağını düşünerek bu adımı attı. TEKEL işçileri yıllardır süren bu karanlığa karşı bir meşale yaktılar. Bu meşalenin sönmesine izin vermeyeceğiz. Gün, direnen TEKEL İŞÇİSİOLMA GÜNÜDÜR. Gün her geçen gün ülkemizin daha da yoksullaştırılıp, emperyalist yağmacılara peşkeş çekilmesine HAYIR deme günüdür. Gün bu ülkenin geleceğinden kaygı duyanların seslerini birleştirme günüdür.
Bugün TEKEL İŞÇİSİNE SAHİP çıkmanın yarınımıza sahip çıkmak olduğuna inanıyor, bu ülkenin gerçek sahiplerinin işçiler ve emekçiler olduğunu bir kez daha söylüyoruz. Genel grev genel direniş çağrısına bizler de Foça’dan işçi, emekçi, esnaf ve her kesimden insanla üretimden gelen gücümüzle genel greve işbırakarak katılıyoruz. Yaşasın sınıf dayanışması! TEKEL işçisi yalnız değildir!” dedi. Konuyla ilgili olarak, Foça emek Platformu dönem sözcüsü, BES Foça temsilcisi Levent Mısır: “ TEKEL işçilerine desteğimiz, haklarını alana kadar devam edecektir. Bizler, duyarlı kişiler olarak, TEKEL işçilerinin direnişinin tüm ülkeyi ve emekçileri ilgilendirdiği bilinci ile; birleşe birleşe sesimizi duyuracağız ve haklı mücadelemizi kazanacağız. Bugün, TEKEL işçilerine karşı geliştirilen davranışlar, TEKEL işçileri özelinde tüm emekçilere yöneltilmiş davranışlardır. Bu bağlamda, kazanımlar da tüm emekçilerin kazanımı olacaktır. Duyarsız kalındığı takdirde, kayıplar, tüm emekçilerin olacaktır.” Dedi.
Kalimerhaba Foça/ Deniz ALTIOK haberi |